TTB’den İsrail Tabipleri Birliği’ne çağrı

Birleşmiş Milletler’in soykrımcı olduğunu söylediği İsrail, Gazze’yi karadan işgal etmeye başladı. İsrail’in saldırılarında 60 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail’in işgaline karşı Türk Tabipleri Birliği, İsrail Tabipleri Birliği’ni kınama yapmaya çağırdı.

İsrail Tabipleri Birliği’ne Türk Tabipleri Birliği tarafından gönderilen mektupta, “Tıp etiği ve insan haklarının temel taşlarından biri olan tıbbi tarafsızlık ilkesine sahip çıkınız. Bu ilkeyi tehdit eden, sağlık personeline ve sağlık kuruluşlarına yönelik saldırıları güçlü biçimde kınayınız” denildi.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NDEN İSRAİLLİ HEKİMLERE ÇAĞRI
İsrailli hekimlerin işkenceye karıştığına dair ortaya atılan iddiaların hatırlatıldığı Türk Tabipleri Birliği’nin mektubunda şunlara yer verildi:

“Gazze’de, Ekim 2023’ten bu yana İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin yürüttüğü saldırılar uluslararası insancıl hukuk kurallarını açıkça ihlal etmektedir.

Birleşmiş Milletler verilerine göre bu süreçte 60.000’den fazla sivil yaşamını yitirmiştir. UNICEF’e göre savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 18.000 çocuk — günde ortalama 28 çocuk — hayatını kaybetmiştir.

Birleşmiş Milletler ve bağımsız kuruluşların raporlarına göre sağlık kuruluşları, hastaneler, hekimler ve sağlık çalışanları kasıtlı olarak hedef alınmıştır. Bugüne kadar en az 1.500 hekim ve sağlık çalışanı, hasta ve yaralılara hizmet sunarken katledilmiştir. Gazze’deki 36 hastanenin %94’ü İsrail ordusunun doğrudan saldırıları sonucu kullanılamaz hale gelmiştir. Halen 350’nin üzerinde sağlık çalışanı tutuklu olup, aralarında insanlık dışı koşullarda tutulan hekimler bulunmaktadır. Tüm bu eylemler, Cenevre Sözleşmeleri’nin ciddi ihlalleri olarak değerlendirilmekte ve uluslararası hukukta savaş suçu kapsamında ele alınmaktadır. Söz konusu saldırılar aynı zamanda insanlığa ve insanlığın ortak değerlerine karşı işlenen ağır suçlardır.

Ne yazık ki Gazze’deki insanlık dramı bununla sınırlı değildir. BM ve bağımsız kuruluşların raporlarına göre İsrail hükümeti aylardır kasıtlı olarak Gazze’ye gıda ve tıbbi yardımların girişini engellemekte, ağır bir abluka uygulamaktadır. Yardımları dağıtmakla görevli kuruluş ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalmakta, yardım almak üzere toplanan siviller ise İsrail ordusunun saldırılarının hedefi olmaktadır. Şu anda yarım milyondan fazla insan bu ablukadan etkilenmiş durumdadır ve bu sayının haftalar içinde 640.000’e ulaşabileceği bildirilmektedir. Yaygın malnütrisyon ortaya çıkmış; 71.000 çocuk ve 17.000 anne acil beslenme tedavisine ihtiyaç duymaktadır. Gazze Sağlık Bakanlığı, açlığa bağlı ölümlerin 145’i çocuk olmak üzere 420’ye ulaştığını bildirmiştir. Sağlık çalışanları da açlıktan ciddi şekilde etkilenmekte, bir öğün yemeğe dahi ulaşamamaktadır. Son olarak Birleşmiş Milletler, 22 Ağustos 2025 tarihinde Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması’na (IPC) göre Gazze Şehri ve merkezi bölgelerde resmen kıtlık olduğunu ilan etmiş; bu durumun tamamen insan eliyle yaratıldığını vurgulamıştır. İsrail ordusunun bugün başlattığı kara harekatının tüm bu insanlık dramını daha da ağırlaştıracağı muhakkaktır.

Bildiğiniz üzere, tıp mesleği insanlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin yardım etmeyi ve onların haklarını korumayı gerektirir. Biz hekimler, her koşulda hükümetlerin politikalarından bütünüyle bağımsız olarak tutum alırız. Dolayısıyla, bu trajediyi durdurmak adına en güçlü çağrıyı bizler, sağlık mesleğinin vicdanı olarak yapmalıyız.

Bu bağlamda Türk Tabipleri Birliği, Dünya Tabipleri Birliği’ne ve Birleşmiş Milletler’in ilgili organlarına çağrıda bulunmuştur.

Türk Tabipleri Birliği ayrıca, aşağıdaki konulara dair İsrail Tabipleri Birliği’ne (İMA) açık bir çağrıda bulunmaktadır:

1. Yukarıda sözü edilen ağır ihlaller karşısında, insanlıktan ve mesleki değerlerden yana açık ve net bir tutum alarak İsrail hükümetine ve tüm yetkililere çağrıda bulununuz:

Sağlık personeli ve sağlık kuruluşlarına yönelik tüm saldırıların derhal durdurulması.
Tıbbi tarafsızlık ilkesine saygı gösterilmesi ve mesleki görevlerini yerine getirirken gözaltına alınan tüm sağlık çalışanlarının derhal ve koşulsuz serbest bırakılması.
Sağlık çalışanlarının hayati görevlerini güvenli bir şekilde, herhangi bir engelleme veya müdahaleye maruz kalmadan yerine getirebilmelerinin sağlanması.
Tıbbi yardımın engelsiz biçimde girişine ve dağıtımına izin verilmesi; temel tıbbi malzeme ve ekipmanların sağlık hizmetlerine güvenli biçimde ulaştırılmasının teminat altına alınması.
Birleşmiş Milletler tarafından tarihteki en büyük ve tamamen insan eliyle yaratılmış açlıklardan biri olarak tanımlanan kıtlığın sona erdirilmesi için ablukaya derhal son verilmesi ve yardımların dağıtımı için BM kuruluşlarına yetki verilmesi.
Cenevre Sözleşmeleri ve diğer uluslararası insancıl hukuk belgelerinde yer alan ilkelere tam olarak riayet edilmesi ve bu ilkelere bağlı kalınması.
Bağımsız savcıların erişiminin kolaylaştırılması ve suç teşkil eden eylemlerden sorumlu tüm kişilerin uluslararası hukuk çerçevesinde hesap vermelerinin sağlanması.
2. Tıp etiği ve insan haklarının temel taşlarından biri olan tıbbi tarafsızlık ilkesine sahip çıkınız. Bu ilkeyi tehdit eden, sağlık personeline ve sağlık kuruluşlarına yönelik saldırıları güçlü biçimde kınayınız.

3. Hekimlerin işkenceye karıştığına dair tüm iddiaları soruşturunuz.

Biz hekimler olarak her zaman insandan ve insan haklarından yanayız. Mesleğimizin doğası gereği savaşa karşıyız, barıştan yanayız. Sağlık mesleğinin evrensel değerlerini korumak ve her koşulda insan yaşamını savunmak ortak sorumluluğumuzdur. Sizleri bu sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz. İsrail Güvenlik Güçleri’nin aylardır uluslararası hukuku, insan haklarını ve mesleki etik değerlerimizi ayaklar altına alan saldırıları karşısında uzun süre sessiz kaldıktan sonra, Etik Büronuzun 26 Ağustos 2025 tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı’na nihayet gönderdiği mektup olumlu bir adım olmakla birlikte hekim sorumluluğunu yerine getirmediği açıktır.

Yukarıda dile getirdiğimiz noktalarda mesleğimizin gerekleri yerine getirilmediği sürece Türk Tabipleri Birliği olarak İsrail Tabipleri Birliği ile iletişim kurmayacağımızı, herhangi bir biçimde işbirliği yapmayacağımızı, tüm ülkelerin meslek birliklerinin benzer tepki göstermesi konusunda çaba göstereceğimizi siz İsrailli meslektaşlarımıza ve tüm dünya sağlık kamuoyuna ilan ederiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir