Orta Doğu’da dozu her geçen gün biraz daha artan gerilim, ABD, Rusya, Çin gibi ülkelerin askeri hamleleri ile farklı bir boyut kazanıyor. Bölgeye hava savunma sistemi personeli ile birlikte Patriot ve THAAD sistemlerini gönderdiğini duyuran ABD’nin THAAD sistemi ile savunma gücünü desteklemesi aslında gerilimin boyutunu ortaya koymak adına da son derece kritik.
Balistik füzelerin imha edilmesi maksadıyla geliştirilen THAAD sistemi, 200km’nin üzerinde menzile sahip. 150km irtifada balistik füzeleri imha edebiliyor. Aslında bu da bir anlamda bölgedeki İran, Rusya, Çin gibi ülkelerin olası nükleer saldırı tehditlerine karşı elinizi görüyorum hamlesi olarak da düşünülebilir. Böylesi bir hamlenin söylemden çıkıp eyleme dönüşmesi bile gerilimin dozunu fazlasıyla yukarı çekiyor.
Orta Doğu’dan çıkan tehditle geliştirildi
THAAD füze sistemi aslında Körfez Savaşı döneminde Irak tehditi sonrasında geliştirilmiş bir sistem. Irak’ın sahip olduğu ve etkin bir şekilde kullandığı Scud füze saldırıları sonrasında ABD bu tür balistik sistemleri yok edebilecek bir sistem arayışına girmişti. Proje başlangıçta bir ordu projesiyken zaman içinde paydaşları büyüdü ve 1992 yılında Lockheed firması ana yüklenici olarak belirlendi.
1995 ve 1999 yılları arasını kapsayan dönemde başarısızlıklarla sonuçlanan testlerin ardından sistem 2 Ağustos 1999 yılında termosfer katmanında 147km irtifada bir hedefi vurarak seri üretim aşamasına geçti. Her biri 8 füze ile donatılmış halde, 6 Launcher bulunan yapının tüm taktik istasyonlar ve radar sistemleri ile ABD tarafından belirlenmiş satış fiyatı 800 milyon doların üzerinde. ABD’nin güncel sevkiyatta İsrail’e birkaç batarya konuşlandırdığı söyleniyor.
Türkiye’de THAAD radarı konuşlu
ABD makamlarınca aktarılan resmi bilgilere göre 2012 yılında Malatya’da bulunan Kürecik Hava Üssü’ne THAAD radarları yerleştirilmiş. AN/TPY-2 radarları, 4700km menzile sahip. Patriot ve THAAD sistemlerine uzun menzilli olarak ve yüksek irtifada veri sağlayabiliyor.
THAAD bataryaları hangi ülkelerde var?
İsrail’e Mart 2019’da sevk edilen THAAD batarya sistemi Negev Çölü’ne yerleştirilecekti ancak güncel senaryoda ne olduğuna dair bir bilgi yok. İsrail dışındaysa bölgede Birleşik Arap Emirlikleri 2 adet THAAD bataryasına sahip. Hatta 2022’de sistemin ilk gerçek müdahalesini yaptığı duyurulmuştu. Suudi Arabistan ise 15 milyar dolarlık anlaşma ile 2017’de 360 füzenin ve radar sistemlerinin de yer aldığı bir satın alım yapmıştı.
Bunun dışında Kuzey Kore tehdidine karşılık ABD, Güney Kore’ye de THAAD sisteminin satışına onay verdi. Hatta bu durum Çin ile Güney Kore arasında da bir tür gerilime neden olmuştu. Romanya da Rusya tehdidi ile bataryaların yerleştirildiği ülkelerden ancak bu sisteme Romanya sadece ev sahipliği yapıyor. Üzerinde herhangi bir etkisi söz konusu değil. Bunun dışında THAAD füzelerinin yerleştirilmesi konuşlan çok ülke var ancak güncel olarak bilinen resmi bir yerleşim söz konusu değil.
Böylesine pahalı bir sistemi Orta Doğu’da artan bu gerilime karşılık daha çok kendi üs bölgelerini, sistemlerini ve personelini koruma maksadıyla göndermiş gibi bir tavır sergileyen ABD’nin aslında THAAD bataryalarını konumlandıracağı konumlar da sürecin seyri adına çok önemli. 400km’lik bir çapta operasyon yapacak sistemlerin kaç batarya geldiği veya takviye yapılıp yapılmayacağı bölgedeki tansiyonun seviyesini da anlamamızı sağlayacak.
Bunun yanı sıra belki İran’ın nükleer füze yetkinliğine dair bilmediğimiz ancak ABD istihbaratınca elde edilmiş kaygı duyulası bir durum da mevcut olabilir. Arap Baharı sonrasında Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap coğrafyasının koruyusu imajına bürünmeye çalışan ABD’nin bu durumu kullanarak İsrail ve Suudi Arabistan’ı denklemin aynı tarafına çekme girişimi de bölgedeki dengeleri Batı’nın ve ABD’nin istediği şekilde İsrail lehine güçlü bir şekilde kalıcı olarak bozmuş olacaktır.